Kişisel markalaşma, bireylerin kendilerini diğerlerinden ayıran özelliklerini vurgulayarak kendi markalarını oluşturduğu bir süreçtir. Bu süreç, değerlerinizi, yeteneklerinizi ve benzersiz özelliklerinizi tanımlamayı, bunları hedef kitlenize etkili bir şekilde iletmeyi ve uzun vadeli bir etki yaratmayı içerir.
Kişisel markalaşma, günümüz dijital çağında özellikle önemlidir çünkü insanlar artık çevrimiçi platformlarda çok zaman geçirmekte ve bu platformlar iş dünyasında da büyük bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, kişisel markalaşma sürecinde sosyal medya ve diğer dijital platformlar etkili bir şekilde kullanılmalıdır.
Bu blog yazısında, kişisel markalaşmanın ne olduğunu anlayacak, neden önemli olduğunu kavrayacak ve kendi markanızı nasıl oluşturabileceğinizi keşfedeceksiniz.
Akademisyen ve psikolog Abraham Maslow’un 1943 yılında ortaya attığı “İhtiyaçlar Hiyerarşisi” piramidi, kişisel markalaşma kavramının ilk örneği olarak adlandırılabilir. Maslow’a göre insan fizyolojik (nefes alma – yemek yemek) ve güvenlik gibi gerekli ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra sevgi, saygınlık ve kendini gerçekleştirme gibi kişisel markalaşma öğelerini içeren ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Kişisel markalaşma kavramı, sadece bir iş becerisi veya teknik beceriyi değil, bireyin kimliği, tutkuları, değerlerini ve benzersiz özelliklerini de kapsar.
Amazon CEO’su Jeff Bezos, markalaşma ile ilgili “Markanız, siz odada olmadığınızda insanların sizin hakkınızda söyledikleridir.” diyor.
Bu da demek oluyor ki kişisel marka, kişinin sahip olduğu tüm yetkinliklerin diğer insanlar üzerinde yarattığı olumlu ve olumsuz etkilerdir.
Öncelikle belirtmeliyiz ki insanların dikkat sürelerinin her geçen an kısaldığı bir çağda, etki yaratmak her zamankinden daha da zor. Bu sebeple kişisel markalaşma süreci özenli ve düzenli bir şekilde ilerlemeli. İşte kişisel markalaşma yolunda atılabilecek bazı adımlar:
İlk kez tanıştığımız birinin bizi değerlendirmesi saniyeler sürüyor. Bu nedenle kıyafetler, bakım, duruş ve hareketler gibi ilk izlenim elemanları kişisel markanız için en önemli faktörlerden. Kıyafetlerinize dikkat ederek, duruş ve hareketlerinizi özenle belirleyerek daha iyi bir ilk izlenim bırakmanız mümkün.
Francis Bacon’a atfedilen bu özdeyiş, aslında hayatımızın her alanında bizi rakiplerimizden önde konumlandıracak anahtar bir cümle. Kişi kendi markalaşma sürecinde farklı konu, kültür ve alanlardan araştırmalar yapmalı, bu alanlarda tartışmalar, münazaralar içerisinde bulunup farklı fikirleri kendi içerisinde harmanlamalı. Unutmayın, ne kadar farklı konuda bilginiz var ise, o kadar fazla insan ile etkileşime geçebilirsiniz.
Bilgi, diksiyon, duruş gibi alt yapı unsurlarımızı geliştirirken kişisel markamız için yapmamız gereken en önemli işlem : Kendimizi internetten aramak
Arama motorlarına isminizi yazdığınızda sizin hakkınızda neler çıkıyor, sosyal medya hesaplarında nasıl bir profil olarak gözüküyorsunuz, bunlar kişisel marka tarafında bulunduğunuz durum ve gelişmek istediğiniz alanlar hakkında size bilgi verecektir. Bu bölümde yaptığınız analizler, ilerideki markalaşma sürecinizde anahtar rolü oynayacaktır.
Her gün daha da dijitalleşen dünyamızda dijitalden uzak kalmak düşünülemez. Fakat kişisel markamız için nasıl dijitalleşeceğimiz, karmaşık gibi gözüken konseptlerden. Gelin beraber kişisel marka için dijitalleşme adımlarına bakalım.
Bilgi güçtür bölümünde sizlere her alanda çeşitli bilgiler öğrenin, farklı fikirleri de bünyenizde bulundurun şeklinde bir öneri sunmuştuk. Bu bölümde yapacağımız işlem ise o bilgilerden kendi yeteneklerimizle ölçüşen, bilinmek istediğimiz alanlara yönelmek, yani hedef bir kitle belirlemek. Örneğin bir yazılım mühendisi için bu yazılım alanında çalışan veya yazılıma ilgisi olan kişiler olabilirken, bir fotoğraf sanatçısının hedef kitlesi, fotoğrafçılık, kamera ve çekim teknikleri gibi anahtar sözcüklerle eşleşen insanlar olacaktır.
Siz de Hedef Kitle Belirlemek adlı yazımızdan konu ile ilgili bilgilerinizi genişletebilirsiniz.
İnsanlar ismini duyunca seninle ilgili akıllarına ilk ne gelsin istersin ? Hedef kitle belirlerken aynı zamanda yeteneklerimiz neler, hangi konularda bilgi ve tecrübem yeterli şeklinde düşünmemiz gerekli. Örneğin Rafael Nadal ismi dünyadaki herkesin aklında tenis sporunu getirirken, Steve Jobs, aklımıza teknoloji sektörü ve Apple markasını getiriyor.
Siz de kendinizi tanıyarak ve yeteneklerinize odaklanarak kendinizi nasıl tanıtmak istediğinizi belirleyebilirsiniz.
Çiçekçilik ile ilgili içerikler üreten bir kişiyi düşünelim. Kendi sosyal medya hesaplarında özenli, bilgi verici ve ilham kaynağı olabilecek içerikler üretiyor. Blog yazıları yayınlıyor ve bu konuyla ilgili süreçleri hikâye anlatıcılığı ile kitlesiyle paylaşıyor. Bu kişiyi kişisel markalaşma açısından nasıl tanımlarsınız. Gayet başarılı gözüküyor değil mi ?
Siz de kendi web sitenizi, sosyal medya hesabınızı kurarak, size özel logo, içerikler, kişisel markanızı temsil edecek sloganlar, renk seçimler ile ilham verebilir, kişisel markalaşma yolunda emin adımlar atabilirsiniz.
Aşağıda sizlere ilham olabilecek iki adet blog sayfası paylaşıyoruz: Bu iki “marka” kendi alanında uzun yıllardır üreten ve paylaşan insanlar. Siz de blog sayfanız ya da web siteniz için aşağıdaki bağlantıları örnek alabilirsiniz.
Kişisel marka oluştururken unutulmaması gereken bir konsept daha var. O da sonsuz gelişimi hedeflememiz. Dünya gitgide gelişiyor ve değişime ayak uyduramamak kişisel markaların zararına oluyor. Kendimiz için belirlediğimiz ya da halihazırda ürettiğimiz değerler, iki sene sonrası için geçerli olmayabilir. Ya da üç sene önce açtığımız web sitemiz bugün güncel gözükmüyor olabilir. Bu süreçte yenilik yapmaktan, hatalara düşüp öğrenerek geri dönmekten ve sürekli gelişimi hedeflemekten çekinmemeliyiz. Aksine sürekli aynı kalmak ve hata yapmamak için denememek bizleri ileriye değil geriye doğru götürür.
Unutmayın değişmeyen tek şey değişimdir.
Kişisel markalaşma, bireyin özgür kimliğini oluşturarak dikkat çekmesini ve uzun vadeli etki yaratmasını sağlayan bir süreçtir. Başarılı bir kişisel marka oluşturmak ilk izlenimden dijital dünyaya uzanan bitmek bilmeyen bir süreçtir. Bu alanda değer üretmek, hedef kitlesini ve yeteneklerini tanımayı, kendini diksiyon, duruş, hitabet gibi ilk izlenim elemanlarıyla donatmayı, özenli, özgün ve farklı içeriklerle sosyal bir etki bırakmayı içerir.
Bu Blog Gökberk Ata Mert tarafından İstinye Garage Incubation Hub’a yazılmıştır.